Almanya Kahve Konusunda Neden Seçiciydi?
Almanya kahve konusuna her zaman hassas yaklaşmıştır. Almanya kahve konusunda oldukça çarpıcı bir geçmişe sahiplik eden bir başka ülkedir. Almanya’nın geçmişine bakıldığında Naziler, tarih kitaplarında unutulmayacak kadar derin bir etki bırakan kötü şöhretli bir sınıf olarak geçer. Ancak yaptıkları her şey, pek çok şeyin gelişmesinde ve değişmesinde rol oynamıştır. Bu inkar edilemez, decaf kahvenin gelişiminde bile bu böyledir. Peki Nazi Almanyası kahvenin gelişim sürecine nasıl bir etkide bulundu?
Gündüzleri uyanmayı ve dikkati kolaylaştırmak için içilen sabah kahvesinin tarihi, çok eskiye dayanan bir gelenektir. Neredeyse kahvenin dünyaya yayılışından itibaren çok eskiden gelen, hemen her millete olan bir toplumsal bir alışkanlıktır ancak ne var ki durum Naziler için hiç de öyle değildi. Saf ırkın en temel yapı taşlarından birisini oluşturan şeylerden bir tanesi de onların diğer insanlardan daha sağlıklı ve dinç olmaları gerektiğiydi.
Kahvenin en zengin kaynağı Kahfe: Kahve tadında bir yolculuk kitabını hemen okuyun.
Her kim saf ırktan geliyorsa kafeinden ve zararlı etkilerinden uzak durması gerektiğine inanılıyordu. O zamanlarda Nazi rejiminin halk sağlığı politikası tüm Almanya’yı etkisi altına almıştı. Bu politikaların arasında kafein içeren kahve de yer alıyordu. Nazilerin sağlık araştırmacıları için, bu yalnızca kafein ile de sınırlı değildi, içki ve tütün ürünleri dahil pek çok şey saf ırkın gelişmesine engeldi. Aryan ırkı her zaman saf kalmalıydı. Nazi Almanya’sında sağlığı en ufak tehdit eden şeyler birer yasak gibiydi adeta. Yaşanılan acı ve kanlı dolu dünya savaşları öncesinde decaf kahve olarak bilinen kafeinsiz kahve tat olarak normal kahvenin tadını şimdilerdeki gibi vermiyordu.
Hatta o sıralarda yapılan kafeinsizleştirme işlemleri sırasında kahvenin pek çok yararlı özelliği de ortadan kalkıyordu. Ancak 1900’lü yılların ilk çeyreğinde çeyreğinde “Kaffee Hag” adında Alman bir kahve şirketi tüm bunları değiştirmeyi başardı. Kafeinden uzaklaştırılan kahve herkes tarafından takdir topladı. Halk, kafeinsiz kahvenin yararları konusunda halk bilinçlendirildi. Kaffee Hag, kahve şirketi “Kahve, kalbi ve sinirleri korur.” sloganıyla arkasına devlet desteğini alarak çok hızlı bir şekilde yükselişe geçti. Bu slogandan sonra Nazi Almayası’nda herkes decaf kahve tüketmeye başladı. 1930-1940 yılları civarında kafeinsiz kahve tüm Avrupa topraklarına kadar yayıldı. Tabii ki bu süreç zarfında kafeinin zararlı etkilerini yok ettiği için decaf kahve, oldukça sağlıklı olan bir içeceğe dönüştü ve geleneksel bir Nazi içeceği olarak sabah kahvaltılarında yerini tekrardan almayı başardı.
Kendinize harika bir blog seçin ve siz de özgürce yazmaya başlayın. 🚀 Hemen temaları inceleyin.